Cinderella Sendromu, bir kadının bağımsızlıktan korktuğu ve gizlice bir “parlak zırhlı şövalyesinin veya yakışıklı prensin” gelip onunla ilgilenmesini beklediği psikolojik bir durumu ifade eder. Gizli bir kurtarılma isteğidir. Kendinden sorumlu olmak istemeyen ve bağımsızlıktan korkan kadınlar için kullanılır daha çok.

Cinderella kompleksi terimi, Agatha Christie tarafından bir cinayet gizemi romanında ortaya çıktı. Terim, yazar Colette Dowling tarafından 1980’li yıllarda aynı adlı bir kitap yayınladığında popüler hale geldi. Öne sürdüğü fikir, kadınların bağımlı olarak yetiştirildiği ve bu bilinçsiz korunma ve kurtarılma ihtiyacından dolayı başarıyı ve mutluluğu sürekli sabote etme eğilimine yol açtığıdır. Kadının kendi çalışkanlığını ve zekasını yeterli görmeyerek, dışarıdan bir güce, başka bir kişinin gelip kendisini kurtarması gerektiğine olan inancıdır.

Bu kadınların hayattan beklentisi nedir peki? Bu kadınlar, birinin gelip onları kurtarmasını ve zengin kaynakları ile refah bir hayat hayalleri vardır. Bu cam terliği takacak olan adam bir nevi kurtarıcı gibi düşünülür.

Cinderalla Sendromu Belirtileri Nelerdir?

Kişinin partnerinden ayrılacağını veya öleceğini düşündüğünüzde paniğe kapılması.

Yapılan hiçbir şeyin yeterli olduğunu düşünmemek ve bunun yarattığı boşluk hissi.

Kariyerine ve geleceğine odaklanamama.

Kendi kararlarını almakta zorlanmak.

Toplantılar, önemli tarihler ve yapılması önemli işleri unutmak.

Önemli kararlar alırken veya atılması gereken adımlar öncesinde hep bir dram yaratmak.

Bir hedefe ulaşmadan önce son anda fikrini değiştirme, tedirginlik ve kararsızlık yaşamak.

Kendi hayatı, geleceği veya sevdiği hobileri yerine hep partneri ile meşgul olmak.

Yaşanılan sorunların sorumluluğu almak istememek ve bu sorumlulukları partnerinin üstlenmesini istemek.

Cinderella Sendromu Nedir?
Cinderella Sendromu Nedir?

Neden Bu Gizli Kurtarılma İhtiyacına Sahipsiniz?

Birçoğumuz çok farkında olmasak da bağımsız olmak yerine bağımlı olmamızı sağlayan ailelerle büyüdük. Aileler buna çoğu zaman geleneksel değerlerle yetiştirilmek gibi düşünebilirler. Eğer çocukken zorluklarla ve korkuyla yüzleşmeniz ve bunlarla nasıl baş edeceğiniz öğretilmediyse ve daha çok nasıl iyi bir eş veya iyi bir anne olmanız üzerinde durulduysa o zaman güçlü bir insan olmaktan uzak olmanız çok da garip değildir.

Bu sendromun içeriği, romantik ilişkilerle sınırlı olmadığı gibi kadınlarla da sınırlı değildir. Esasen olay bundan çok daha büyük bir kitleyi kapsar. Çoğu zaman, günümüz ebeveynleri çocuklarını günümüz dünyasının sert gerçeklerinden korumaya çalışırken yanlışlıkla her şey toz pembe mesajını iletirler. Çoğu ebeveyn çocuklarını sürekli olumsuzluklardan korumaya çalışıyor. Hangi içerikleri izledikleri ve duydukları konusunda dikkatli oluyorlar ve onları düzenli olarak mutlu etmek için büyük bir çaba içerisindeler. Belki de onlara hiç sahip olamadıkları çocukluğu yaşatmak istiyorlar. 

Bu hareketlerin hiçbiri elbette ki yanlış değil, çocukluklarını ve ergenliklerini en iyi şekilde geçirmelerini hedefliyorlar. Burada ki olumsuz olan, ebeveynler çocuklarında hayat hakkında gerçekçi olmayan varsayımlar yaratırlar ve birer yetişkin olduklarında “sonsuza dek mutlu” yaşamadıkları için hayatın son derece adaletsiz olduğunu hissedip, mutsuz olabilirler. Bu beklentilerin sürdürülebilir olmadığının hepimiz farkında olmalıyız.

Yetişme çağındaki çocuklara ne söylersek onları hayata daha donanımlı hazırlarız;

Çocuklara kaybetme veya başarısız olma şansı verdiğinizden emin olun ve bunun hakkında ara ara onlarla konuşun.

Bir yetişkin olarak onları kendi mücadelelerinizi veya her zaman başarılı olmadığınızı anlatın.

Zorluklarla karşılaştığınızda sakin bir tavır sergileyin; Çocuklara bu zorlukların normal olduğunu ve üstesinden gelme yollarını gösterin.

Haftada bir kez hayatla ilgili zor bir gerçeği ve bu gerçeği nasıl atlatabileceklerini tartışın.

Çocuklarınızın karşılaştığı zorluklar için, becerikli problem çözücüler olmayı öğretin.

Yavaş yavaş hem olumlu hem de pek de olumlu olmayan gerçeklikleri deneyimlemelerini sağlayın ki hayata hazırlıklı olsunlar.

Çoğu zaman hayatı eğlenceli yaşayabileceğini ancak bazen çokta adil olmayan durumlarla karşılaşabileceği konusunda bilgi verin.

Cinderella Kompleksini Nasıl Sonlandırabilirim?

Cindirella kompleksi, çocukluktan itibaren var olan kökleşmiş bilinçdışı inançlardan kaynaklanır. Bu nedenle değişmek zaman, kararlılık ve sıkı çalışma gerektirir. Hangi değerlerle büyüdüğünüzün ve hangi değerlerin size ait olduğunun farkına varmak önemlidir. Buna, kendinizi tanımak ve farkındalık kazanmak da diyebiliriz. Hangi temel inançlara sahip olduğunuz ve nelere ihtiyacınız olduğu konusunda dürüst olmak ve bunları karşılamanın sağlıklı yollarını bulmak çok gereklidir.

Özsaygınızı zedeleyen geçmiş durumları belirlemek ve iyileştirmek gerçekte kim olduğunuzu ve esasen ne istediğinizi bilmek size yeni bir kapı açacaktır. Güç oyunları yerine dürüst yollarla, sağlıklı ilişki kurmayı öğrenmek bu sendromu yenmek için gerekli adımlar olacaktır.

Ülkemizde ThetaHealing Seminerleri konusunda ilk akla gelen isim olan Reyhan İldaş, düzenli olarak online ve yüz yüze seminerler düzenlemektedir.

reyhan ildas

Reyhan İldaş ICF Koç ve Eğitmendir. Temel ve Yaşam Koçluğu eğitimleri yanısıra Theta Healing Eğitimlerini de Master düzeyde vermekte olup halen Göktürk Merkezli Olan İstanbul ofisinde Online ve Yüz Yüze eğitimler vermektedir.

24 modül uygulayıcılık ve 17 adet eğitmenlik setifikasına sahip olup tekniğin en üst sertifikasyonu olan Science&Master Eğitmenidir. Aynı zamanda ICF PCC Eğitmen ve Koç olarak da ICF Koçluk eğitimlerini İstanbul Göktürk’te bulunan ofisinde hizmet vermektedir.

Tüm Dünya ile bağlantı halinde olduğumuz bu günlerde danışmanlıklar ve seminerler Zoom Uygulama programı üzerinden olmaktadır. Seminerlerimiz için daha detaylı bilgiye aşağıdan ulaşabilirsiniz

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilir ve youtube kanalımıza abone olabilirsiniz

Bir Yorum Yaz

error: Korumalı İçerik