Bir şeyi ne kadar çok istersek onu kendimizden o kadar çok uzaklaştırırız. Hayatın bir aşamasında bu başımıza muhakkak gelmiştir. Bir şeyi başarmak için çok çalışır, çok çabalarız ama başaramayız. Tüm dikkatimizi, gücümüzü, enerjimizi buna odaklasak da bir türlü ilerleyemeyiz. Ulaşmayı çok istediğiniz hedefiniz, giderek sizden uzaklaşarak daha da anlaşılmaz hale gelir ve sonunda yok olur. 

İnsanlarla olan ilişkilerde de aynı şey olur. Bir kişiye ne kadar yaklaşmaya çalışırsak o kişi bizden o kadar uzaklaşır.

Sonunda umutsuzluğa düşüp ‘’tamam benden bu kadar’’ dediğimiz zamanlar olabilir. Geriye dönüp baktığımızda nerde yanlış yaptığımızı, bazı kişileri veya hedeflerimizi neden takıntı haline getirdiğimizi, yanlış adımlarımızı, deneyip başarısız olduğumuz anları, sözlerimizin yetersiz ve bazen yersiz olduğunu, başaramamamızın nedenlerini düşünür, o anlara geri giderek ve aradığımız cevapları bulmaya çalışırız.

Ancak her ne kadar çelişki gibi görünse de bazen çok çabaladığımız için başarısız oluyoruz. Çünkü bir hedefe ulaşmak için sakinleşmemiz, biraz rahatlamamız ve akışa bırakmamız gerekebilir.

Ters Çaba Kuralı
Ters Çaba Kuralı

Gelişmek ve ilerlemek pek çoğumuzun istediği bir şeydir. Yeteneklerimizin elverdiği ölçüde her birimiz ustalığa ulaşmak isteriz. Ancak bunu gerçekleştirmek her zaman çok da kolay olmuyor.

Eğer zorlanıyorsanız, daha da zorlamaya çalışırsınız. Bir süreliğine üretken olduğunuzu düşünseniz de bunun yeterli olmadığını fark ettiğiniz de vazgeçersiniz. Ve sonra “yeterince” şey yapmadığınız için kendinizi kötü hissedersiniz. Olması gerektiği kadar üretken olamadığınız için kendinizi suçlamaya başlarsınız. Bu da stresinizi artırır, özgüveninizi zedeler ve sonraki üretkenliğinizi engeller.

Bunun nasıl hissettirdiğini biliyorum. Bu senaryoyu sizler gibi bende birçok kez yaşadım ve hala ara sıra bu tuzağa düşüyorum. Sorunumuz şu; gelişmenin tek yolunun çok çalışmak olduğunu düşünüyoruz. Aslında bu toplumumuzun derinliklerine uzanan kalıplaşmış bir fikir. Ancak çok çalışmak otomatik olarak gelişeceğiniz anlamına gelmez; bu bazen sadece meşgul olduğunuz anlamına da gelebilir.

Ters Çaba Kuralı

Çoğu durumda, çok fazla çabalamak aslında gelişmeyi zorlaştırır. Gevşeme ve rahat olmak ustalığa giden yoldur. Bu düşünceden yola çıkarsak Ters Çaba Kuralına ulaşırız.

‘’Bir şeyi yapmak için bilinçli iradeyle ne kadar çabalarsak, o kadar az başarılı oluruz.’’

Aldous Huxley
Aldous Huxley

Bu düşüncenin sahibi ve ilk ortaya atan Aldous Huxley, bir şeyi yapmaya ne kadar çalışırsak, o konuda o kadar kötü olacağımızı düşünmektedir. Örneğin, ilk bisiklete binmeye çalışan ve bisiklet kullanmayı bilmeyen birini düşünelim. Bisikleti dengede tutmasını, belli bir pozisyonda oturmasını, pedalı hızla çevirmesi gibi talimatlarla bisiklet sürmeyi öğrenmeye çalışır.

İlk başta yapmamız gereken her şeyi biliriz ama öğrenmek ve bir anda hemen bisikleti kullanmaya adapte olmak o kadar kolay olamayabilir. Bisikleti kullanmayı öğrendikten sonra en başta öğrenmiş olduğumuz her şeyi bilmeye devam ederiz ancak bir daha bunları aklıma getirmeyiz ve bisikleti kullanırken bunları düşünmeyiz. Sadece bisikleti kullanırız. Ekstra bir çabamız yoktur. Akışa bırakmışızdır.

Buna bir nevi ‘’teslim olmak’’ da denebilir. Teslim olmak kelimesi çoğu zaman olumsuz bir çağrışım yapabilir. Kişiler tarafından algılanma şekli, korkaklık veya zayıflık olabilir. Kahramanlar hiçbir zaman pes etmez ve hiçbir hikaye iyi insanların pes etmesiyle başlamaz. Ancak biraz düşündüğünüzde burada bir kibir de vardır.

Çabanın tersine çevrilmesi yasası tam anlamıyla teslimiyetle eşanlamlı olmadığı gibi bizi pasif bir tavır almaya da zorlamaz. Tam tersine düşünmeye teşvik eder. Koşulları değerlendirme ve hem refahımız hem de hedeflerimize ulaşmamız için mümkün olan en iyi tutumu benimseme yolunda bizi durmaya motive eder.

Bizden daha büyük bir güce teslim olmak acizlik değildir. Bu bir derin bilgelik eylemidir. Fırtınada akıntıya karşı yüzmeye çalışmanın övünülecek bir tarafı yoktur. Her şey farkındalıkla başlar. Yani bazen fırtınaya rağmen ve akıntıya karşı yüzemeyeceğimizi ve akıntıyla birlikte akmanın çok daha akıllıca olduğunu bilmektir.  Yapabileceklerinizi bilmek ve buna göre hareket etmek, sınırlarınızın farkında olmak ve alçakgönüllülüğü benimsemekle alakalıdır.

Bir kişiyi “kovalamanın” veya “bağlamanın” onu yanımızda tutmanın veya çekmenin her zaman en iyi strateji olmadığı konusunda bizi uyarır.

Bunun yerine farklı bir strateji benimsememizi ve akışı öğrenmemizi önerir. 

Tersine Kabul Yasası, bazı şeylerin sabır ve zamana ihtiyacı olduğunu kabul etmek ve hayatın akışına güvenmektir.

Ülkemizde ThetaHealing Seminerleri konusunda ilk akla gelen isim olan Reyhan İldaş, düzenli olarak online ve yüz yüze seminerler düzenlemektedir.

reyhan ildas

Reyhan İldaş ICF Koç ve Eğitmendir. Temel ve Yaşam Koçluğu eğitimleri yanısıra Theta Healing Eğitimlerini de Master düzeyde vermekte olup halen Göktürk Merkezli Olan İstanbul ofisinde Online ve Yüz Yüze eğitimler vermektedir.

24 modül uygulayıcılık ve 17 adet eğitmenlik setifikasına sahip olup tekniğin en üst sertifikasyonu olan Science&Master Eğitmenidir. Aynı zamanda ICF PCC Eğitmen ve Koç olarak da ICF Koçluk eğitimlerini İstanbul Göktürk’te bulunan ofisinde hizmet vermektedir.

Tüm Dünya ile bağlantı halinde olduğumuz bu günlerde danışmanlıklar ve seminerler Zoom Uygulama programı üzerinden olmaktadır. Seminerlerimiz için daha detaylı bilgiye aşağıdan ulaşabilirsiniz

Bizi sosyal medya hesaplarımızdan da takip edebilir ve youtube kanalımıza abone olabilirsiniz

Bir Yorum Yaz

error: Korumalı İçerik