Aile dizimi nedir?

Aile dizimi belki de sözcüklere dökülemeyen aklın ötesinde bir yaşam gerçeğini idrak etmemizi sağlamaktadır. Bununla birlikte etkileyici bir modalitedir. Bu çalışma uygulamaya katılan herkesin yüreğine dokunmaktadır. Hatta şimdi okuyan sizlerin de. Aile dizimi nesiller boyunca çözümlenememiş  ve kuşaktan kuşağa aktarılan ve geçmiş nesillerimizden atalarımızdan bugüne miras kalan sıkışmış olan duyguları sevgiyle dönüştüren bir yöntemdir.

Bu yöntemin asıl amacı ailedeki düzenin ve dengenin yeniden sağlanması ve sonrasında tüm ailenin mutlu ve dengeli bir yaşama ulaşmasını sağlamaktır. Aile diziminin ilk temelleri Virgina Satir tarafından atılmış olsa da Amerika’da geliştirip Dünya’da yaygınlaşmasını sağlayan kişiyse Alman teolog Bert Helinger ‘dir. 

hellinger

Rahip olarak bulunduğu Güney Afrika’da, 16 yıl boyunca Zulu kabileleri iç içe yaşamış ve onların aile ilişkilerini yakından gözlemlemiştir. Bu insanlar hem birbirleriyle hem de atalarıyla, ritüeller aracılığıyla bağlantı kurmaktadır. Bu ilişkiden çok etkilenen Helinger rahiplikten istifa etmiş, Psikanaliz analizi eğitimi almaya başlamıştır. Sonrasında bu deneyimlerden yola çıkarak, aile dizimi yöntemini geliştirmiştir. Tüm Dünya’da yaygın olarak kullanılan bu yöntem 2000’li yılların başında ülkemizde de kullanılmaya başlanmıştır.

Aile dizimi ve kişilik özelliklerimiz

Yaşamımız boyunca hayatlarımızı değiştirebilmek için her zaman karşımıza farklı yollar çıkar. Değişimin mümkün olduğunu fark etmemizle birlikte değişim süreci de aslında başlar. Öncelikle değişime kendimizden ve buna bağlı olarak toplumun en temel yapı taşı olan aileden başlamamız gerekmektedir. Bizler doğduğumuz aileyle birlikte en temel kişilik özelliklerimizi oluştururuz.

Kalıtsal olarak bizim oluşumumuzda genlerimiz çok büyük bir yere sahiptir. Bizler hem yetiştirilme biçimimizle hem de genlerimiz yoluyla ailemizden olumlu veya olumsuz pek çok özelliği alarak varoluşumuzda geliştiririz. Hem ruhsal hem zihinsel olarak bu genler aracılığıyla karakterimiz şekillenir.

Son dönemlerde bu görüşleri destekleyen birçok sonuç ortaya çıkmıştır. Buna göre genlerimiz bizlerde kimyasal bir iz bırakabilir ve böylece gelecek kuşaklara bu şekilde aktarılabilir. Yaşanan travmanın bıraktığı bu kimyasal iz kişide genetik bir mutasyona neden olmasa da genin ifade edilme dahi var olan mekanizma da değişikliğe neden olur. Bu değişiklik genetik değil epigenetik değişimdir.

Aile Dizimi
Aile Dizimi

2013 yılında stresli erkek fareler ve yavrularını kapsayan bir çalışmada travmatik anıların dna’da meydana getirmiş olduğu epigenetik değişimler yoluyla sonraki nesillere nasıl aktarıldığı keşfedilmiştir. Fareler Kiraz çiçeğinin kokusuna benzer kokuyu hissettiklerinde aynı tepkileri göstermişlerdir. ‘’Hayvanlar üzerinde yapılan deneyleri her ne kadar onaylamıyor olsam da sizlere anlatabilmek adına bu örneği kullandım’’

Aynı zamanda fareler buna bağlı olan tepkileri ve var olan travmayı da kalıtsal olarak transfer etmişlerdir. Daha sonra yapılan bir çalışmada yoğun strese maruz bırakıldığı için depresyon belirtileri gösteren diğer farelerin hem iki hem de üç nesildeki hiç travma belirtisi yaşamamış olan yeni üyelere aynı travma belirtilerini aktardığı belirlenmiştir.

Aile dizimi nasıl etki eder?

Aile dizimi aynı şekilde önceki nesillerde yaşanmış olan her şeyin şu anki düşünce, hisler ve davranış şekillerinde kişileri etkileyebileceği var saymaktadır. Buna bağlı olarak ailelerinin, toplulukların ya da bir ülkenin anılarını içeren morfo genetik alan adı verilen bir enerji alanı bulunmaktadır.

Ailelerimizden genlerimiz yoluyla bize aktarılmış olan hem duygusal hem de fiziksel sıkışmış olan miraslar neredeyse tüm hayatımızı etkileyebilmektedir. Sıkışmış olan miras derken kastettiğimiz bilinçsizce kendisinden daha önceki bir aile bireyinin yaşam çizgisini takip ediyor olmasıdır.

Daha sonraki jenerasyondan herhangi biri bilinçsizce sanki kendisi o çocukmuş gibi davranmaya başlayacaktır. Bunu biraz açalım. Bir ailede dünyaya geldiğimizde aileden sadece genetik bir miras değil aynı zamanda inanç sistemlerini ve davranış şekillerimizi de miras alırız. Bu sistemin içerisindeki bazı aile üyeleri eğer aileden ayrılmış ya da dışlanmış olsalar dahi aile olarak adlandırdığımız sistemin içerisinde oldukları gerçeğini değiştirmez.

Yani bu kişiler ne olursa olsun her durumda aile olgusunun bir parçasıdır ve bu sistem içerisinde temsil edilmek isterler. Sistemin dışına itilmeleri bu gerçeği değiştirmez. Eğer görünmez ve dahil edilmezlerse bir şekilde bir kişinin onun tüm yaşam seçimlerini üzerine alarak devam ettirmesi gibi bir sıkışıklık yaratabilmektedir.

Ancak sistemin dışına itildiği zaman evren boşlukları sevmez her zaman o boşlukları bir şekilde  kendi şekliyle doldur. İşte bu nedenle dışlanmış çocuk bir şekilde bu sistemin dışında kalmışsa yeni üyelerden biri önceki nesillerde dışlanan kişiyi temsil eder. Hatta duygusal olarak yaşadıklarını, bağımlılıklarını hatta fiziksel hastalıklarını da üzerine alabilir. Bu gizli bağlılık ve sadakat yemini bizlerin anlayamadığımı bir şekilde sağlıksız seçimler yapmamıza neden olabilir.

Aile dizimi bir yandan atalarımızın kaderini anlamamıza yardımcı olurken diğer yandan da onlara karşı geliştirdiğimiz bu bağlılığın bizi nasıl yönlendirdiğini anlamamızı sağlar.  Atalarımızın zor kaderini bizler kabul ettiğimizde haksızlığa uğrayan kişi de tekrar aile içerisindeki yerini alır ve yeniden kabul ve değer gördüğü için oradaki enerji kendiliğinden dengelenir.

Denge kurulduğunda birbirine bağlı olan kadersel zincir de kırılmış olur. Böylelikle yeni gelen aile bireyi olan çocukta gönüllü olarak üstlendiği olumsuz duygulardan böylece kurtulmuş olur. Anlaşılması hiç de kolay olmayan bir kader döngüsünün de değişmesine neden olur.

Yerlerini sonrakilere bırakmış olan kişiler de dahil grupta birisi haksızlık yaşadığında dengeleme ve telafi etme ihtiyacı ortaya çıkar. Daha önceki kuşaklarda yaşanmış olan bir haksızlık düzeltilebilmesi için daha sonraki kuşaklardan birisinin bu olayı acı çekerek yaşamasıyla döngü kırılmış gibi görünsede bu böyle değildir.

Döngü acıyla değil kabul ile değişir.

Aile bireyleri sistemden dışlanan kişinin suçlu olduklarını da belki de fark etmeyeceklerdir ancak topluluk vicdanı dediğimiz bu olgu sonraki kuşaklardan gelen birinin bu suçu duygusal olarak üstlenmesine sebep olmasıyla birlikte sistemde dengelenmektedir.

Temel aile düzenindeki bu yasaya göre sisteme bir kez dahil olan kişi ancak birisi dışlandığı zaman kötülendiği zaman veyahut erken ölüp yaşama veda ettiğinde veya unutulduğunda aile sistemi içerisinde temsil edilmemiş sayılır. Bu da bir kişinin diğer kişiye senin benden daha az ait olma hakkın var demesi anlamına gelir.  Büyük haksızlığın kefareti de sıkışıklık ile ödenecektir. Sıkışma aile bireylerinden bir üyenin daha önce yaşamış olan diğer aile üyelerine ait olan kaderi üzerine alarak yaşaması demektir.

ata

Aile dizimiyle birlikte atalarımız onurlandırılır ve kalplerde bir yer verilmiş olur.

Atalarımızdan gelen mirasları üzerimize alarak yaşıyor ve yine bilmeden bizden sonraki nesillere aktarmış oluyoruz. Tekrarlayan sorunlar, sırlar ve aile içinde gizlenmiş olan sırlar biz bilsek de bilmesek de bizleri etkiliyor

Atalarımızdan bize miras olan her durum nesilden nesile aktarılmaktadır.

Taciz, depresyon, öfke, iflas, kayıplar bizden sonraki nesillere aktarılıyor. Sevgisiz yaşanan bir hayatın bedelini en çok sevdiğimiz çocuklarımız yaşıyor. İşte Aile dizimi bu travmatik olayların dönüşümü için etkili yöntemlerden biridir.

Aile dizimi uygulaması için aşağıdaki linkten detaylı bilgi edinebilirsiniz

Aile dizimi uygulaması

Ülkemizde ThetaHealing Seminerleri konusunda ilk akla gelen isim olan Reyhan İldaş, düzenli olarak online ve yüz yüze seminerler düzenlemektedir.

Reyhan İldaş ICF Koç ve Eğitmendir. Temel ve Yaşam Koçluğu eğitimleri yanısıra Theta Healing Eğitimlerini de Master düzeyde vermekte olup halen Göktürk Merkezli Olan İstanbul ofisinde Online ve Yüz Yüze eğitimler vermektedir.

24 modül uygulayıcılık ve 17 adet eğitmenlik setifikasına sahip olup tekniğin en üst sertifikasyonu olan Science&Master Eğitmenidir. Aynı zamanda ICF PCC Eğitmen ve Koç olarak da ICF Koçluk eğitimlerini İstanbul Göktürk’te bulunan ofisinde hizmet vermektedir.

Tüm Dünya ile bağlantı halinde olduğumuz bu günlerde danışmanlıklar ve seminerler Zoom Uygulama programı üzerinden olmaktadır. Seminerlerimiz için daha detaylı bilgiye aşağıdan ulaşabilirsiniz

Abone olduğunuz ve yorumlarınızla destekleriniz için şimdiden teşekkür ederim. Instagram sayfamızı da ziyaret edebilirsiniz.

Bir Yorum Yaz

error: Korumalı İçerik