Temelinde terk edilme korkusuna dayanan ve yeterince takdir edilmeme güvensizliğine dayanan bir tür güvensiz bağlanma korkusudur. Yapılan araştırmalara göre insanların %20’ si kaygılı bağlanma stiline sahiptir. Bağlanma kaygısı, ebeveynler, eşler veya sevgililer, arkadaşlar, çalışma arkadaşları veya ortaklar dahil olmak üzere kişilerin sevdikleriyle ve başkalarıyla olan ilişkilerimizdeki kaygı durumunu ifade eder.
Herkes ilişkilerinde ilgi, destek ve takdir görmek ister. Sevilmek, güvende hissetmek, değerli ve takdir edilmek bir ilişkinin temelini oluşturur. Ailenizden, partnerinizden, arkadaşlarınızdan ve ortaklarınızdan yardım, onay ve duygusal duyarlılık beklemek çok doğaldır. Birisinin sevgisini kaybetmekten korkmak da çok doğaldır. Bu korkular ve ihtiyaçlar çok güçlü hale gelirse sorun teşkil edebilir. Yetişkinlerde bağlanma korkusunu tespit etmek her zaman çok kolay olmayabilir.
Bağlanma Korkusunun Sebepleri
Kaygılı bağlanmanın tam olarak sebepleri bilinmese de geçmiş olumsuz deneyimler ve tutarsız ebeveynlikten kaynaklandığı düşünülmektedir. Kişilerin, çocukluk döneminde kendilerine bakım verenlerle güvenli bir bağ kurması sağlıklı gelişim için olmazsa olmazdır. Bebeklik ve çocukluk döneminde yani yaşamın daha ilk yıllarında zayıf bağlanmanın kişiler üzerinde kalıcı etkileri olabilir. Geçmişten getirilen bu kaygılı bağlanma şekli yetişkinlikte de devam devam ederek, yetişkin ilişkilerini de olumsuz olarak etkileyebilir.
Bir çocuğun duygusal gereksinimlerine yeterince cevap verememek, çocukla ebeveyn arasındaki uzaklık, kurulamayan duygusal bağ ve çocuğun kararlarına ve isteklerine çok müdahil olma çocuklarda yaşanabilecek sıkıntıların temelini oluşturmaktadır. Çocuğun bakımını sağlayan kişilerle çocuk arasındaki tutarsız ve istikrarsız ilişkiler çocuklarda kaygılı, kararsız bağlanma stilinin gelişmesine sebep olacaktır. Ayrıca çocuğa bakan kişi ile ayrılması ve çocuğa karşı fiziksel ve psikolojik taciz de etkendir.
Bağlanma Kaygısı Yaşayan Çocukların Davranışları Nasıldır?
Bu çocuklar endişelidir. Yabancılarla iletişim kurmaktan korkarlar. Olumsuz durumlar karşısında duygularını kontrol etmekte zorlanırlar. Yaşıtları ile sağlıklı iletişim kurmakta zorluklar yaşarlar. Diğer çocuklar kadar meraklı değillerdir. Keşfetmeye ilgi duymazlar. Ebeveynlerine ve kendilerine bakan kişilere kopmak istemedikleri şekilde sarılmak, kilitlenmek ve aşırı ağlama krizlerine girmek gibi tepkiler verebilirler. Ebeveynlerinden ayrıldıklarında büyük kaygı ve sıkıntı yaşarlar.
Yetişkinlerde Bağlanma Korkusunun Belirtileri?
Bağlanma korkusu yaşayan kişiler, başkalarına güvenme konusunda sorun yaşarlar. İnsanların onları terk edeceği endişesi çok baskındır.
Bu kişiler ilişki yaşamaktan kaçınırlar. İlişkilerinde duygusal bağ kurmak istemezler.
Bağlanma kaygısı yaşayanlar tutarsız davranışlar içindedirler. Karşısındaki insan ile hem yakın ilişkiler kurmak isterler hem de karşısındakine güvenmekte zorlanır ve incinmekten çok korkarlar.
Partnerini kaybetme endişesini yaşarlar. Reddedilme ve terk edilmeye karşı aşırı hassaslardır. Bu yüzden ilişkilerde bağımlı ve muhtaç gibi görünürler. Partnerinin kendilerini terk etme duygusuna karşın hep tetikte beklerler.
- Yaşadıkları ilişkilerde değer görmeme korkuları vardır.
- Eşlerini kendilerinden uzaklaştıran veya aşırı sevgisiyle boğan tavırlar içindedirler.
- Başkalarından sürekli destek beklerler ve iletişim ihtiyaçları vardır.
- Olumsuz düşünceleri çok baskındır.
- Başkalarının ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlardan daha önde tutma eğilimleri vardır.
- Kıskanç duyguları ön plandadır.
- Yalnız kalma korkuları vardır.
Kaygılı Bağlanmanın Tedavisi
Bağlanma kaygısı yaşayan kişilere aynı zamanda anksiyete bozukluğu teşhisi konmuşsa, bir uzman ile görüşülerek ilaç tedavisi uygulanmalıdır.
Güvenebileceğiniz bir terapist yardımı ile zorlu duygularla nasıl mücadele ederek, sağlıklı bağlanmanın nasıl olacağını öğrenebilirsiniz.
Bilişsel davranışçı terapi veya aile veya çift terapisi alınabilir. Alacağınız terapi, iyileşme bağlamında güvenilir bir ilişki kurmanıza yardımcı olacaktır. Çift terapisi almakta faydalı olacaktır.
Geçmişte yaşadıklarınıza ve size karşı nasıl davranıldığına odaklanmak yerine, şimdiki zamana ve ilerlemeye ve yeni seçimler yapmaya karar vermelisiniz. Yeni öğretilere ve olabilecek güzelliklere odaklanmalısınız.
Verdiğiniz sözlere ve taahhütlerinize bağlı kalmaya ve tutarlı olmaya çabalayın.
Duygularınız, düşünceleriniz ve tepkileriniz hakkında günlük tutabilirsiniz.
Endişeli bağlanma hakkında bilgi edinmek ve sorununuzun kökenini anlamak, bu korkunuzu anlamak için etkin bir yol olabilir. Sebeplerini öğrendiğinizde bunun hayatınıza nasıl ve ne zaman etkilediğini öğrenmiş, doğru şekilde anlamış ve analiz etmiş olursunuz.
İletişim becerilerinizi geliştirmek için çabalayabilirsiniz. Düşüncelerinizi, duygularınızı ve davranışlarınızın sebeplerini karşınızdaki insanlara net olarak ifade edebilirseniz ilişkilerinizin başarı oranı artacak ve karşılıklı birbirinizi anlamanız kolay olacaktır.
ThetaHealing seansı alarak kök inançlarınıza, duygu ve davranışlarınızın derinine inerek, mevcut inançların değiştirilmesini ve yerine ihtiyacınıza uygun inanç ve hislerin yüklenmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca ThetaHealing eğitimlerime katılarak hem kendinize hem de çevrenize en iyi şekilde fayda sağlayabilirsiniz.
Ülkemizde ThetaHealing Seminerleri konusunda ilk akla gelen isim olan Reyhan İldaş, düzenli olarak online ve yüz yüze seminerler düzenlemektedir.
Reyhan İldaş ICF Koç ve Eğitmendir. Temel ve Yaşam Koçluğu eğitimleri yanısıra Theta Healing Eğitimlerini de Master düzeyde vermekte olup halen Göktürk Merkezli Olan İstanbul ofisinde Online ve Yüz Yüze eğitimler vermektedir.
24 modül uygulayıcılık ve 17 adet eğitmenlik setifikasına sahip olup tekniğin en üst sertifikasyonu olan Science&Master Eğitmenidir. Aynı zamanda ICF PCC Eğitmen ve Koç olarak da ICF Koçluk eğitimlerini İstanbul Göktürk’te bulunan ofisinde hizmet vermektedir.
Tüm Dünya ile bağlantı halinde olduğumuz bu günlerde danışmanlıklar ve seminerler Zoom Uygulama programı üzerinden olmaktadır.
Sosyal medyada takip etmek için tıklayın.
