Fobi Nedir?
Fobi, bir nesneye, hayvana, kişiye veya bir duruma karşı aşırı ve devam eder şekilde ve çok gerçeği yansıtmayan bir korkudur. Bir tür anksiyete bozukluğudur. Fobisi olan kişiler fobi duyduğu şey her neyse ondan kaçınmaya çalışır veya büyük bir korku ve endişe ile buna katlanmaya çabalarlar.
Fobiler çok çeşitli olabilir. Fobiler çok spesifik ve sınırlı olabilir. Örneğin; kişinin sadece yılanlara karşı fobisi varsa, bundan kaçınarak kaygısız şekilde yaşamına sürdürebilir. Bazı fobiler ise hayatın içinde yaşamı zorlaştırıcı olabilir. Örneğin; kişinin yaşadığı yükseklik korkusu (akrofobi) yüksek bir binadan dışarı bakmayı veya bir köprüden geçemesine engel olabilirken, kapalı alan korkusu (klostrofobi) kişinin asansöre binmesi veya sıkışık kapalı bir yerde olması ile tetiklenebilir. Bu durum eğer ilerlerse kişinin işini, evini, sosyal aktivitelerini kısaca tüm hayatını sınırlandırarak etkileyebilir.
Sosyal Fobi Nedir?
Sosyal fobi olarak bilinen kaygı bozukluğu, kalabalık ortamlarda endişe ve korkuya neden olan bir tür kaygı bozukluğudur. Sosyal anksiyete bozukluğu da denmektedir. Sosyal kaygısı olan kişiler, başkaları tarafından yargılanmaktan ve onlar tarafından izlenmekten korkarlar.
Toplumda sosyal fobinin görülme sıklığı sanıldığının aksine çok da az değildir. Yapılan araştırmalara göre, dünyadaki insanların %5 ile %10 arasında sosyal kaygı bozukluğu vardır. Madde kullanımı ve depresyondan sonra en yaygın ruh sağlığı bozukludur.
Sosyal ortamlarda veya kalabalık topluluklarda herkes bir nebze gergin ve kaygılı olabilir. Örneğin, büyük kalabalıklara sunum yaparken pek çoğunun elleri terleyebilir, sesi çatallaşır ve herkes bir nebze heyecanlanır. Ancak çoğu insan bunun üstesinden gelebilme becerisini gösterir. Kişilerde, sosyal fobi olarak bilinen sosyal kaygı bozukluğu varsa, herkesçe normal kabul edilen sosyal ilişkilerin oluşturduğu stresi kaldırılamayacak boyutta yaşarlar. Birçok insan için günlük hayatın bir rutini olarak kabul edilen sosyal ilişkilerden kaçınırlar. Örneğin, sohbet etmek, göz teması kurmak gibi tüm sosyal temaslardan kaçınabilirler.
Sosyal Fobinin Nedenleri?
Sosyal fobinin birçok sebep vardır. Bunların başında genetik faktörler gelmektedir. Sosyal kaygı bozukluğuna sahip bireylerin biyolojik ailesi bu duruma sahipse, kişilerin bu hastalığı geliştirme olasılığı diğer kişilere göre daha yüksektir. Çocukluk döneminde zorbalık, reddedilme, alay veya aşağılanmaya maruz kalan çocuklar sosyal kaygı bozukluğuna daha yatkın olurlar. Yine çocukluk döneminde utangaç, ürkek ve içine kapanık olan çocukların bu durumu yetişkinliğe taşıması ihtimaller arasındadır. Ayrıca aile içinde çatışma, şiddet ve taciz gibi olumsuz olaylarda bu bozukluk ile ilişkilendirilir.
Sosyal Kaygı Bozukluğunun Belirtileri?
Sosyal kaygı bozukluğu yaşayan kişiler, bir sosyal aktivite öncesinde günler, haftalar hatta aylar öncesinden yoğun endişe duyarlar.
Kendilerini utandırmaktan ve küçük düşürmekten endişe ederler.
Başkaları tarafından özellikle de tanımadıkları insanların olumsuz yargılarından endişelenir, kaygılanır ve çekinirler.
Yabancılarla etkileşime girme ve konuşma konusunda yoğun endişeleri vardır.
Genelde toplum içinde görünmez olmaya çalışırlar. İlgi odağı olabilecek durumlardan kaçınırlar.
Utanma duygusu yüksek olduğu için sosyal ortam ve faaliyetlerden hayatlarını aksatacak derecede uzak durmaya çabalarlar.
Dikkat çekmemek ve utanmamak için olabildiğince arka planda ve sessiz kalırlar.
Sosyal durumlarda yoğun korku ve kaygı yaşarlar. Başkalarının, kendisinin gergin olduğunu anlamasından da korkarlar.
Toplum içindeki her türlü etkileşimden sonra kendilerinde kusurlar arar ve acımasızca kendini eleştirirler.
Sosyal bir ortamda oluşabilecek en kötü sonuçları beklerler.
Nereye giderse gitsin yanlarında bir arkadaş götürme ihtiyacı duyarlar.
Sosyal ortamlarda sakinleşmek için içki içerler.
Toplum içinde, kızarma, terleme, titreme, mide bulantısı, nefes darlığı, sıcak basması, baygınlık hissi, baş dönmesi, kas gerginliği ve çatlak ses gibi fiziksel semptomlar gösterirler.
Sosyal Kaygı Bozukluğunun Tedavisi
Psikoterapi, sosyal kaygı bozukluğu olan kişilerde, bu hastalığın semptomlarını ciddi anlamda iyileştirir. Terapi sayesinde kişiler kendileriyle ilgili olumsuz düşüncelerin farkına varıp, nasıl değiştireceğini öğrenirler. Bu tedavi, sosyal durumlarda kişilerin, kendilerine güven duymasına yardımcı beceriler oluşturur. Uzman kişiler tarafından uygulanan ilaç tedavileri de kişilerin kaygılarının hafiflemesinde ve sosyal ortamlarla uyumlanmasında büyük katkı sağlayacaktır. Aynı sorunu yaşayan destek grupları ve sağlıklı yaşam tarzı da kaygılarla mücadele etmeye yardımcı olabilir.
Kişiler, yeterince uyuduğunda ve egzersiz yaptığında, sağlıklı beslendiğinde ve destek için güvenilen aile ve arkadaşlara yöneldiğinde çok daha etkin şekilde ilerleme kaydedecektir. Ayrıca bunlara alternatif olarak, ThetaHealing eğitimlerimize katılarak hem kendinizde hem de çevrenizde bu sorunu yaşayanlara fayda sağlayabilir ve hayatınızın kökten değişimi için adım atabilir ve yine ilerledikçe kendinizde olan değişikliklere şahit olabilirsiniz.
Ayrıca bizden seans alarak kökte olan sağlıksız inançlarınızın değiştirilmesine ve yerine sağlıklı inançların yüklenmesini sağlayabilir ve ihtiyaçlarınıza uygun hislerin size yüklenmesiyle an da değişebilirsiniz.
Ülkemizde ThetaHealing Seminerleri konusunda ilk akla gelen isim olan Reyhan İldaş, düzenli olarak online ve yüz yüze seminerler düzenlemektedir.
Reyhan İldaş ICF Koç ve Eğitmendir. Temel ve Yaşam Koçluğu eğitimleri yanısıra Theta Healing Eğitimlerini de Master düzeyde vermekte olup halen Göktürk Merkezli Olan İstanbul ofisinde Online ve Yüz Yüze eğitimler vermektedir.
24 modül uygulayıcılık ve 17 adet eğitmenlik setifikasına sahip olup tekniğin en üst sertifikasyonu olan Science&Master Eğitmenidir. Aynı zamanda ICF PCC Eğitmen ve Koç olarak da ICF Koçluk eğitimlerini İstanbul Göktürk’te bulunan ofisinde hizmet vermektedir.
Tüm Dünya ile bağlantı halinde olduğumuz bu günlerde danışmanlıklar ve seminerler Zoom Uygulama programı üzerinden olmaktadır.
Sosyal medyada takip etmek için tıklayın.
